"Mü'minin Ferâsetinden Sakının" Hadisinin Sıhhat Durumu
Çoklarımızın bildiği "Mü'minin ferâsetinden sakının. Zira o, Allah'ın nuruyla bakar" hadisinin kaynağı ve sıhhat durumu, tercüme etmekte olduğum Kavâidü't-Tahdîs kitabının Dr. Mustafa Şeyh Mustafa tarafından kaleme alınan notlarında (s. 273) karşıma çıkınca, burada da istifade edilsin için, muhakkikin de müsaadesiyle paylaşmak istedim.
عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الخُدْرِيِّ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اتَّقُوا فِرَاسَةَ الْمُؤْمِنِ فَإِنَّهُ يَنْظُرُ بِنُورِ اللهِ، ثُمَّ قَرَأَ: إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِلْمُتَوَسِّمِينَ.
Ebû Saʻîd el-Hudrî’den (r.a) rivayete göre Rasûlullah (sav) “Müminin ferâsetinden sakınınız. Zira o, Allah’ın nuruyla bakar” buyurmuş, sonra da “Şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır” (Hicr, 15/75) âyetini okumuştur.
Bu hadisi Tirmizî (r. 3125) ve İbn Cerîr (XIV, 32) rivayet ederler. (Tirmizî hadisi rivayet ettikten sonra "Bu hadis gariptir, sadece bu vecihle biliyoruz" demiştir.) Senedinde Atıyye el-Avfî yer alır, kendisi zayıftır. (Mîzânü’l-İʻtidâl, no: 5667.) Hadisi Taberânî el-Muʻcemü’l-Kebîr’de (r. 7497) Abdullah b. Sâlih tarikıyle şöyle tahriç etti: "Bana Muâviye b. Sâlih rivayet etti; Râşid b. Saʻd’dan; o da Ebû Ümâme’den rivayet etti ki Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: ‘Müminin ferâsetinden sakınınız. Zira o, Allah’ın nuruyla bakar.’" Bu senedde yer alan Abdullah b. Sâlih, Leys’in kâtibi olup hafızası kötüdür.
Bununla birlikte Heysemî el-Mecmaʻda (X, 473, “Zühd”, “Ferâset İle İlgili Hadisler”), muhtemelen şâhidleri bulunduğundan, hadisin senedine hasen hükmü vermiştir.
Konuyla ilgili İbn Cerîr (XIV, 32) İbn Ömer’den ve Sevbân’dan da hadis tahriç eder. Birincisinin senedinde Fürât b. Sâib vardır ki metruktür. Bkz. Mîzânü’l-İʻtidâl, no: 6689. İkincisinin senedinde ise Müemmel b. Saʻîd er-Rahbî vardır; münkeru’l-hadistir. el-Mîzân, no: 8951.
Enes b. Mâlik’ten de bu doğrultuda bir hadis rivayet edilmiştir. Bunun da Keşfü’l-Estâr ʻAn Zevâidi’l-Bezzâr’da r. 3632) Bezzâr tarafından şu lafızla nakledildiğini görüyoruz: “Şüphesiz Allah’ın öyle kulları vardır ki, insanları birtakım işaretlerle (simalarından vs.) tanırlar. Bunu Heysemî el-Mecmaʻda (X, 473, “Zühd”, “57. Bâb”) zikretmiş, ayrıca Taberânî’nin el-Muʻcemü’l-Evsat’ına nisbet etmiş ve “Senedi hasendir” demiştir. Hadise Sehâvî de el-Mekâsıdü’l-Hasene’de (s. 20) hasen hükmü verir. Ayrıca bkz. Tefsîru İbn Kesîr, II, 555.
Hadisle ilgili diğer âlimlerin verdiği hükümlere baktığımda özetle şunu söyleyebilirim: Bazı âlimler hadise "çok zayıf", "zayıf" derken bazıları "li-gayrihî hasen" hükmünü vermiştir. En doğrusunu Allah bilir.
Yorumlar
Yorum Gönder